21 Mayıs 2013 Salı

AGRA  (HİNDİSTAN)
8-9 ŞUBAT 2013


Bayrak
Hindistan , Güney Asya'da bulunan bir ülkedir. Dünyanın en büyük yedinci coğrafi alanı ve en büyük ikinci nüfusuna sahip olan ülkedir ve dünyanın en büyük demokrasisidir.


Hindistan, 28 tane eyalet ve birlik bölgesinden oluşan ve parlamenter demokrasi olan bir cumhuriyettir. Borsa sayılarına göre dünyanın en büyük on ikinci ekonomisine ve dünyanın en büyük dördüncü satın alma gücü paritesine sahiptir. 

1991'den beri uygulanan ekonomik inkılapları nedeniyle dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birisidir. Buna rağmen yoksulluk ve kötü beslenme oranları hala çok yüksek, okuryazarlık ise çok düşüktür. 

Hindistan 1,2 milyar nüfusu ile dünyadaki en büyük ikinci ülkedir. Hindistan'da okuryazarlık oran kadınlarda %53,7, erkeklerde %75,3 toplam nüfusta ise 64,8'dir. 


Dört tane önemli dünya dinleri olan HinduizmBudizmJainizm ve Sihizmin doğum yeri olmasıyla birlikte ZerdüştçülükYahudilikHıristiyanlık ve İslam hepsi M.S. birinci yüzyıldan itibaren ülkeye gelerek bölgenin çeşitli kültürünü şekillendirmiştir.

FETİHPUR SİKRİ



Agra’nın 40 km. kadar batısında kurulmuş olan bu şehir 1570 - 1586 yılları arasında imparator Ekber zamanında Moğol hükümdarlığının başkentiydi. Daha sonra terk edildi. Günümüzde burası mükemmel biçimde korunmuş bir hayalet şehir durumundadır.

Bu şehrin kuruluşu hakkında anlatılanlar şöyledir. İmparator Ekber Şah, Sikri adlı bu şehirde ermiş Selim Chisti’yi ziyarete gelmiş, erkek çocuğu olmadığından ve tahtı bırakacak varisi bulunmadığından yakınmış. Daha sonra Ermiş Chisti, ona bir oğlu olacağı müjdesini vermişti. İmparator, doğan üç oğlundan birine Ermiş’in ismi olan Selim ismini koydu. Daha sonra yeni, düzenli, planlı bir şehir kurdu ve başkenti buraya taşıyarak Fetihpur Sikri adını verdi. Bundan kısa süre sonra tahminen su yetersizliği nedeniyle buradan göç edildi.

Ekber, kendisi müslüman olmakla birlikte diğer dinlere olağanüstü bir hoşgörü ile yaklaşırdı. Zamanının çoğunu Fetihpur Sikri’de dini ve evrensel konuları okumak ve tartışmakla geçirmiştir. Büyük dinlerin temel düşüncelerini bir araya getiren ‘İlahi Din’ isimli yeni bir din kurmaya bile kalkışmıştır. Ekberin en sevdiği dostları olan Birbal, Raja Todarmal ve Abu Fazl hep değişik dinlerin mensubuydular.
 




FETİHPUR SİKRİ-Müslüman Selim Chisti mezarı.



Agra Kalesi Agra Fort

Ekber tarafından 1565 yılında yapılmaya başlanmış ve çeşitli eklerin inşasıyla Şah Cihan tarafından bitirilmiştir. Kale, önceleri askeri amaçlı olarak yapılmışsa da Şah Cihan burayı bir saray olarak kullanmıştır. Yukarıda belirttiğimiz gibi Şah Cihan, yaşamının son günlerinde büyük oğlu Âlemgir tarafından buraya hapsedilmiş ve penceresi Tac Mahal’e bakan bir odada ölmüştür.
agra Fort
Agra Fort girişi

Kalenin çevresi 2.5 km. uzunluğunda ve 20 metre yüksekliğindeki duvarlarla koruma altına alınmıştır. Kaleye, bir duvarı Yamuna nehrinin kıyısında bulunduğu için sadece güneyindeki Amar Singh Kapısından girilebilir. Kalede, geceleri ses ve ışık gösterileri yapılmaktadır.
saray
Sarayın girişi








TAC MAHAL
(1632'de inşasına başlanan eser, 20 yıl sonra 1652'de tamamlanmıştır.)


Tac Mahal, Babür İmparatorluğu'nun 6. hükümdarı Şah Cihan (Şah-ı Cihan:Dünyanın Şahı) (1593-1666) tarafından, o zamanki imparatorluğun başkenti olan Hindistan'ın Agra şehrinde, Jumna (Yamuna) Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır. (Babür Şah'ın Hindistan da kurduğu Türk İmparatorluğu, Hindistan'da 332 yıl (1526-1858) egemen oldu.)
Bir isyanı bastırmak için ordularıyla Burhanpur'a giden Şah Cihan'a, dokuz aylık hamile olmasına rağmen her zamanki gibi eşi Mümtaz Mahal (Ercümend Banu Begüm) de eşlik etmişti. Mümtaz Mahal, 14. çocuklarını doğururken ölmüş(1631.)Şah Cihan, eşinin ölümünden sonra 2 yıl yas tutmuş. Artık devlet işlerine ilgisini kaybeden hükümdar, teselliyi sanat ve mimaride bularak. Eşinin ölümünün ertesi yılı 1632'de Tac Mahal'in temelini attırmıştır.


Efsaneye göre yapımı bittikten sonra, türbe işçilerinin kolları aynı yapıttan bir tane daha yapılmaması için kesilmiştir.

Yapının mimarları; Mimar Sinan'ın talebelerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi ile yapıdaki yazıları yazan Hattat Serdar Efendi, eserin yapımı için Şah Cihan tarafından İstanbul'dan davet edilmişlerdi. 


Agra ilinin dışında Yamuna Irmağı'nın kıyısında, 305x580 metre ölçülerinde dikdörtgen avluda yer alan Tac Mahal, dört cephesinin ortalarında 33 metre yüksekliğindeki taç kapılarıyla 75 metre yüksekliğindeki anıt kubbeyi çevreliyor.
İç mekanı örten 30 metre yüksekliğindeki alt kubbeyle üst kubbe arasında türbe mekanı kadar ölü hacim var.
Mümtaz Mahal ve Şah Cihan'in sandukaları üst katta, kubbenin altındadır. Sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkan her ses 7 kez yankılanacak şekilde bir akustiğe sahiptir. Şah'ın ve eşinin asıl lahitleri ise, en alt katta bulunmaktadır.
Tac Mahal'in yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardır.











2 Mayıs 2013 Perşembe

ALBEROBELLO (İTALYA)

ALBEROBELLO  (İTALYA)

7 NİSAN 2013

Alberobello İtalya' da tarihi bir kasabadır. Ülkenin güneydoğu bölgesindedir.  Burada evler yığılmış taşlarla harç kullanılmadan inşa edilmiştir. Bu evler ve mahalleler Unesco tarafından dünya mirası olarak kabul edilmiş ve koruma altına alınmıştır. 
Kasabanın nüfusu yaklaşık 11.000' dir.





Şehir Koni (Trulli) şeklinde olan evleri ile ünlüdür. Evler zamanında çobanlar tarafından yapılmış ve normal bir ev olarak kabul edilmediklerinden de vergiden muaf tutulmuş. Alberobello’da tüm şehir bu koni biçimindeki evlerden oluşmaktadır.



ÇATIDAKİ ŞAMAN İŞARETİ Kasabanın adı “güzel ağaç” anlamına geliyor.  Evlerin çatısındaki  Hıristiyan veya şaman semboller; ev halkını kötülüklerden koruması için yapılırmış. Ayrıca ev sahibinin etnik kökenini belirtirmiş. 
Bir zamanlar köylülere ev, ahır olan yapılar şimdi hediyelik eşya mağazasına dönüştürülmüş. Çeşit çeşit şarap, likör, zeytinyağı, yiyecek, el işi satılıyor. Kışın bile kasabanın sokakları alışveriş yapan turistlerle doluydu.




Apulien’de ne zamandan beri Trullilerin var olduğu kesin olarak bilinmemekte. Bilinen tek şey, bu evlerin yaygın olmasındaki sebep Girolamo II., Acquaviva Dükünden çıkan fikirdir. 13’cü yılın sonlarında krallığın çıkarmış olduğu kanuna göre, yeni yerleşim yerlerini kraldan izin almadan kurmak yasaklanmış. Yeni yerleşim yeri kurmak isteyen krala çok fazla para ödemek zorunda kalıyormuş. Alberobello’ya yeni yerleşenler gün geçtikçe arttığından dolayı da, Dük Girolamo vergi ödememek için halka Trulli şeklinde evler yapmalarını şart koşmuş. Şart koşmasının sebebi ise, kral vergi için adam yollayacağı zaman, yığma olarak yapılan çatıların hemen yıkılmasının daha basit olacağı imiş. Gelen kontrol komisyonu sadece koni şeklinde çevrilmiş, çatısız yapıları görünce onları evden saymıyor, ve bulundukları yeri de yerleşim yeri olarak varsaymıyormuş. Böylelikle de halk krala vergi ödemekten kurtuluyormuş. Bu tedbirin başarısından sonra Alberobello’daki tüm yapıların çatısında harç kullanılmaması, sadece yığma olarak yapılması bir gelenek olmuş.





Harran, İtalya'daki Alberobello gibi olacak

Tarihi kümbet evleri ile tüm dünyanın ilgisini çeken ve her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği Şanlıurfa’nın Harran İlçesi’nde sit alanı içerisine kaçak olarak yapılan evlerin yıkımına başlanırken, alanın tamamen insandan arındırılması ve önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bölgenin İtalya’nın tarihi kasabası Alberobello gibi cazibe merkezine dönüştürülmesi kararlaştırıldı.
Hürriyet 02 Mayıs 2013 



6 Nisan 2013 Cumartesi

VENEDİK (İTALYA)


VENEDİK



Kuzey İtalya'nın doğusunda Adriyatik Denizi'nin kuzey kıyılarında, İtalya'ya bağlı ada şehirdir.

Yaklaşık 118 adacık üzerine kuruludur.

Tarihsel Venedik şehrinde adacıkları birbirinden ayıran 170 kanal ve bunları birbirine bağlayan 400 köprü bulunur.

Kamu idaresi bakımdan Venedik bir komün olup Veneto bölgesinin ve kendi adını taşıyan Venezia ili'nin başkentidir.



Tarihsel Venedik nüfusu geçmiş dönemlerde 300.000 civarında iken günümüzde 72.000'e kadar düşmüştür ve halen azalmaktadır. Yaşlı nüfusun yoğunlukta olduğu Venedik, artık anakarada bulunan Mestre adı verilen yeni şehre doğru kaymaktadır.





Venedik'te yaşayanların %50'den fazlası geçimlerini turizmden sağlamaktadırlar

Bugüne kadarki rekor bir günde 150.000 turisttir. Bu kadar turistik olması ve her şeyin deniz yoluyla taşınması sonucu fiyatlar İtalya'nın geneline göre daha pahalıdır.

Bütn taşımacılığın su yolları ve kanallardan yapıldığı Venedik, Avrupa'nın motorlu kara taşıtlarına izin verilmeyen tek büyük kentidir.





Fondaco dei Turchi veya Palazzo dei Turchi

Fondaco dei Turchi", 13. yüzyılın ilk yarısında Giacomo Palmier tarafından inşa edilmiş bir saraydır. ,

Venedik'in en eski saraylarından birisi olan "Fondaco dei Turchi" kıvrımlı bağlantıları ve ince sütunlari ile Bizans mimarisinin tipik bir örneğidir. 1621'den itibaren Türk tüccarlar sarayı ticaret merkezi olarak kullanmaya başlamışlar. 1838'e kadar olan bu süreçte orada ikamet eden Türkler binaya bir cami ve hamam inşa etmişler ve sarayın mimarisini kısmen değiştirmişlerdir.

Ayrıca 19 yüzyilin ikinci yarısında başlayan restorasyon çalışmaları esnasında sarayın üst kısmına kubbe biçimde eklemeler yapılmıştır.

Saray 1923’den beri "Venedik Doğa Tarihi Müzesi (Museo di Storia Naturale di Venezia") olarak kullanılmaktadır.

 
    Şehirde 170 kanal mevcuttur.


Kanallarda gündüz gondolla gezi ye müsade ediliyor.Gondollar tek tip siyah renkli.40 dakikalık gezi ücreti 80 Euro.Pazarlık yok.Bütün Venedik için geçerli tek fiyat.Gondola en fazla 6 kişi binebiliyorsunuz.
Akşam saatlerinde kanallarda motorlu ufak teknelerle ulaşım sağlanabiliyor.(Özellikle eşya taşıması için)

Son Nefes Köprüsü ;


Son nefes köprüsü
İç Çekişler Köprüsü veya İşkence Köprüsü olarak da anmaktadır. Düklük Sarayı ile Yeni Hapishane arasında kapalı olarak inşa edilmiş bir köprüdür. İsmini muhtemelen buradan cezaevine giden mahkumların Venedik'e son kez bakmasından almıştır.



San Marco Meydanı


San Marco meydanı, Venedik'in turistler ve güvercinler tarafindan en çok ziyaret edilen meydanıdır. Venedik'in merkezi konumundadır.

San Marco meydanı 175 uzunluğunda, 82 metre genişliğindedir.

 Fransız Yazar Alfred de Mussetmeydan için "Avrupa'nin Salonu", Napolyon ise "Avrupanın en güzel şenlik alanı" ifadesini kullanmıştır.








Rialto Köprüsü

Venedik kentinin en renkli mekanlarından biridir. Yalnız iki yakayı birbirine bağlamakla kalmaz; aynı zamanda cıvıl cıvıl bir alışveriş mekanıdır. Rialto köprüsünün üzerinde, girişinde ve çıkışında birbirinden güzel cam eşyalar, maskeler, kuklalar, ayakkabı-çanta ve meyve sebzeden tutun da şekerleme ve çöreklere kadar satın alabilecek her şeyi bulabilirsiniz. Bütün bu alışveriş keyfinin ötesinde Rialto Köprüsü'nün üzerinden Grand Kanal manzarası bir harikadır.

5 Nisan 2013 Cuma

DUBROVNİK (HIRVATİSTAN)


DUBROVNİK

 5 nisan 2013

Skyline of Dubrovnik

Dubrovnik ya da eski adıyla Ragusa, Hırvatistan'ın Adriyatik Denizi sahilinde bulunan, Orta Çağdan kalma tarihi eserleri ile ünlü şehridir.

Dubrovnik rehberi
Şehrin nüfusu 49.000'dir. Hırvatistan 'ın1991'de Yugoslavya'dan ayrılışı sırasında çıkan iç savaşta, Sırpsaldırıları nedeniyle şehirdeki tarihi eserler önemli ölçüde zarar görmüştür.UNESCO'nun başlattığı restorasyon çalışmaları ile de 2005 yılı itibariyle şehir eski görünümünü büyük ölçüde kazanmıştır

Dubrovnik'e Türk kaynaklarında da eski adıyla (Ragusa) rastlanmaktadır. Bu kentte kurulu şehir-devleti Ragusa Cumhuriyeti'ne I. Murat döneminde 1365 yılında ayrıcalık tanınmış, buna karşılık bu küçük devlet Osmanlı himayesine alınmış ve yıllık vergiye tâbi tutulmuştu. Napoleon Bonapartedönemindeki savaşlar sırasında 1808 yılında şehre giren Fransız ordusu devlete de son vermiş ve şehri Fransa'ya bağlamış, 1815 yılında düzenlenen Viyana Kongresi ise şehri Avusturya yönetimine vermişti. Bu şekilde şehir üzerindeki 443 yıllık Osmanlı egemenliği de sona ermiştir.

Dubrovnik'te turizmin 19.yüzyılda yapılan Opatija Grand Hotel (1890) ve Dubrovnik Hotel Imperial (1897) lüks otellerinin açılmasıyla başladığını söyleyebiliriz. CNNGo göre, Dubrovnik dünyanın en iyi 10 ortaçağ duvarlı şehirler arasındadır.

 Dubrovnik 1971 yılında savaştan korunmak için askerden arındırılmış bölge ilan edilmiş (demilitarize) ve 1991 yılında Yugoslavya'nın dağılmasıyla Sırp güçler tarafından kuşatılmış ve bombardıma tutularak büyük hasar almıştır.




Dubrovnik’te gezilecek yerler
Her ne kadar Dubrovnik bu kadar popüler bir gezi noktası olsa da şehirde neredeyse Old Town dışında gezilecek hiç bir yer yok .
Gerçi ,Old Town’da surlarla çevrili , restore edilmiş çok güzel binalardan oluşan bir yer. Zaten UNESCODünya Miras Listesinde de yer alıyor. Özellikle içine ilk girdiğinizde buraya hayran olmamak elde değil. Dubrovnik i gezmek için aslında bir gün yeterli.
Old Town’un en büyük artısı ise şehirdeki en önemli yapıların burada olması. Şehirde çok fazla yorulmadan, uğraşmadan tüm gezilecek yerleri Dubrovnik Old Town’da bulabilirsiniz.



Dubrovnik Old Town

 Dubovnik Old Town şehrin adeta kalbi durumunda.Şehir 1667teki büyük depremde büyük hasar almıştır. O güne kadar yapılan düzgün ve planlı yapılaşma şehrin yeniden kurulumu aşamasında da devam etmiş. 1979 yılından beri  UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Dubrovnik Old Town etrafını çevreleyen surlarla birlikte günümüzde halen çok güzel bir şekile şehrin yaşam merkezini oluşturuyor.
Özellikle tüm binaların aynı taştan yapılması, dükkan tabelalarının asılmaması, dünyaca ünlü markaların buraya doluşmaması. Old Town’un havasını çok güzel bir şekilde korumuş durumda.
Eski şehir girişinde bulunan turist ofisten ücretsiz bir Old Town haritası edindiğiniz takdirde ,eski şehri rehbersiz kolayca gezebilirsiniz.. Haritada tüm önemli yerler açık bir şekilde numaralandırılmış ve gösterilmiştir.





Onofrio Çeşmeleri

 Pile Kapısı girişinde bulunan Büyük Onofrio Çeşmesi ve Place Kapı girişinde bulunan Küçük Onofrio Çeşmesi olmak üzere 2 adettir. Özellikle Büyük Onofrio Çeşmesi şehrin en önemli simgelerinden biridir. 


Çeşmeler ünlü İtalyan Mimar Onofrio de La Cava tarafından şehre temiz su getirmek amacı ile 1438 – 1444 yılları arasında yapılmış. 16 hazneli Büyük Onofrio Çeşmesi 1667 yılındaki depremde büyük hasar almış daha sonra restore edilmiştir. Küçük Onofrio ise daha çok ufak süs bir çeşme büyüklüğündedir.






Rector Sarayı

Rector Palace yani Rector Sarayı Old Town’un Ploce Kapısı’na yakın yer bulunan bir diğer önemli gezi noktasıdır. Gotik ve Rönesans Mimarilerinde yapılan bina 1435 ve 1463 yıllarında meydana gelen 2 patlama ve 1667deki depremle büyük hasar almış daha sonra yapı yenilenmiştir




Çan Kulesi ve Orlando Sütunu

Çan Kulesi ve hemen önünde bulunan Orlando Sütunu Old Town’da yer alan bir diğer önemli yapılardır. Stradun Caddesi’nin sonunda, Ploce Kapısına yakın bulunan Çan Kulesi’nın aslı 1444 yılında yapılmış ve 35 metre yükseliğe sahipmiş. Daha sonradan hasar alan yapı 1928 yılında tekrar yapılmış.





Stradun Caddesi

Dubrovnik gezilecek yerler listemizin ilk sırasında Stradun Caddesi var. Stradun Caddesi, Dubrovnik Old Town’un merkezinde bulunan 300 metre uzunluk ile şehrin en önemli caddesidir. Burası Old Town’u tam ikiye bölüyor.. Old Town’un en önemli girişleri olan Pile ve Ploce kapılarını da birbirine bağlayan Stradun’da yer alan tüm dükkanlar bir örnek şekilde yapılmış. Ayrıca dükkanlar üzerinde bizdeki gibi çeşit çeşit dükkan tabelalarını burada göremezsiniz.


Mescid

Old Town içinde Stradun’a yakın sokakların birinde bir de Mescid bulunuyor. Mescidin olduğu yer aynı zamanda İslam Kültür Merkezi  gibi bir oluşum için de kullanılıyor.Namaz saatlerinde açılmaktadır.